27 Şubat 2014 Perşembe

+ Vidyoçalar: Tamer Temel

"gelir dalgın bir cambaz. geç saatlerin denizinden. üfler lambayı. uzanır ağladığım yanıma. danyal yalvaç için. aşağıda bir kör kadın. hısım. sayıklar bir dilde bilmediğim. göğsünde ağır bir kelebek. içinde kırık çekmeceler. içer içki üzünç teyze tavan arasında. işler gergef. insancıl okullardan kovgun. geçer sokaktan bakışsız bir kedi kara. çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. kanatları sığmamış. bağırır eskici dede. bir korsan gemisi! girmiş körfeze."
Ayhan, Ece; Bakışsız bir kedi kara


 Vidyoçalar serisi için rotayı ülke sanatçıları olarak belirlememiş olsam da, bir şekilde ikinci yayın da bir Türk sanatçıya ayrılmış oldu. İlk yayında da parmaklarım; kulaklarımda cereyan eden müzikal esrikliği benden bağımsız -kendi özerkliğinde- yazıyordu ve bugün yine aynı ruhaniyet ile güzel insan Tamer Temel'in ardı sıra koşturmaya verdi kendisini. Aslında vuku bulan bu durum gecikmişte oldu; zira Tamer Temel'i keşfedeli çok oldu, bir kedi kara albümü hayranlıkla dinleyeli pek vakit geçti lakin bir şekilde blogta paylaşmaya geç kaldım. Tam olarak hatırlayamadığım mevzu ise Ece Ayhan mı beni bir kedi kara albümüne getirdi yoksa Tamer Temel'in kendisi mi? Ama nasıl olduysa caz paletinde ece ayhan poetikasının cümbüşü varmış, şahitliğini ettik.

  Girizgahım her ne kadar Tamer Temel'in kendisi olsa da, bir kedi kara albümü sanatçı kadar mühim bir nitelik taşıyor gözümde. Usta saksafoncunun bir taşla iki kuş vurduğunu gördüğümüz yapıtında, caz eliyle canımız ciğerimiz Ayhan'a selam çakıyor sevgili Tamer Temel. Böylece ademoğlunun en sevdiği müziği, en sevdiği şairle yol arkadaşı olabileceği hakikat ile bendenizi esrikliğin bir başka demine götürüyor. Ne yazık ki Tamer Temel ile bir kedi kara albümü eksenli herhangi bir röportaj yapılmamış -kim bilir belki bana kısmet olur- ama kesinlikle sanatçının neden Ece Ayhan'ın en karaşın şiiri tabir edilen bakışsız bir kedi kara'yı seçtiğini, bestelerinde yine şiirin ne tür izleri var hususunu öğrenmek isterdim.

  Sırası gelmişken, yine bir kedi kara albümüne atfen bahsi edilmesi gerek mevzulardan biri de albüme katkı da bulunan sanatçılar. İşin güzel yanlarından biri de Temel'in son albümünü dinlemeden önce; başta Serkan Özyılmaz, daha sonra Kenny Wollesen ve en son Eylül Biçer'i birbirlerinden bağımsız, bambaşka projeler de duymuş ve zevkle dinlemişti ama Tamer Temel sayesinde tüm bu güzel sanatçıları, böyle anlamlı bir albümde bir arada görmek albümü başka başka boyutlarda tartıp biçme olanağı sağlamış oldu. Albümü dinledikten sonra net üzerinden yapılan araştırmalarda Temel'in önce ki yapıtlarına da ulaşabildim ve yıllar yılı almış kat ettiği yolda birbirinden güzel hikayelerin başına gelmiş olduğunu gördüm. Kuvvetle ihtimaldir ki bu hikayelerinden en güzeli Barcelona albümü öncesi başından geçmiştir -ki albüm tanıtım bültenin de yer almıştır;
Tamer Temel’in Barcelona’yı kaydetme fikri Amerikalı cazcı Dave Allen’le bir araya gelmesiyle oluşmuş. Albümü Allen’le birlikte New York’ta kaydetmek için hazırlanan hatta kayda girecekleri stüdyoyu bile ayarlayan Temel’in planları ABD’nin vize vermemesiyle altüst olmuş. Yaklaşık üç ay albüm çalışmalarını durdurduktan sonra Mark Turner, Larry Grenadier, Jeff Ballard’dan oluşan Fly Trio’yla bir araya gelmesiyle ise işler değişmiş. Hayranı olduğu bu müzisyenlerin yüreklendirmesiyle Tamer Temel, Dave Allen’la birlikte Barselona’ya gidip albümü kaydetme kararı almış. Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra önce Milano’ya gidilmiş. Tam o sırada İzlanda’daki yanardağ patlaması nedeniyle uçuşlar iptal edilince işler yine sarpa sarmış..Tüm bu badirelerden sonra dört gün gecikmeli olarak Barcelona’daki Laietana stüdyosuna girilip başlanan kaydın sonucu dinleyicilere Barcelona olarak dönüyor.  

  Ayrıca okurken kendisi kadar beni de heyecanlandırmış bir hikayesi de şöyle olmuş;
                                                    -2012'de Işıl Yılmaz'ın kendisi ile yaptığı bir röportajdan öğreniyoruz 
ve bu anısı bir üstte ki anının başlangıcıdır aslında-

İnternetten albüm indiriyoruz bazen. Sevdiğim bir müzisyenin albümünde çalıyormuş. İndirdiğiniz müzik dosyasıyla beraber albümde kimlerin çaldığı ile ilgili bilgiler de geliyor ve müziği çok hoşuma gitmişti. Orada sitesinin de adresi vardı. Girdim inceledim siteyi, hiç yapacağım bir şey değil, contact bölümüne tıkladım ve çalışmalarını sevdiğimi belirten bir mail attım. O da döndü ve teşekkür etti. Daha sonra 2 yıl sonra bir mail attı ve eşiyle birlikte İzmir’e geleceklerini söylediler ve oradan sohbetimiz başladı ve albüm ortaya çıktı.

  Derya denizdir caz şiarına bir başka metafordur Tamer Temel; derya deniz bir insandır. Henüz kendisini canlı dinleme ve/ya kendisiyle tanışma şansına nail olamadım ama umarım bu mütevazı karaşınla denk gelirim.

  +Not: Birebir tanışmadığımız birine varsayımlarla mütevazı demek sakınılası bir durumdur ama bir kedi kara albüm tanıtım videosunda, tüm ekipten sonra görüşleri bildirmeye başlayan Tamer Temel'in; mevzu klipte ki mimikleri, ses tonu ve son cümlesi; "umarım dinleyenler bizleri de, albümü de, müziği de severler" deyişine bu kelime eksik bile kalıyor ve ister istemez biz dinleyiciler de sevinç ve teşekkürü borç bilme duygusu uyandırıyor.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder