4 Eylül 2017 Pazartesi

Paramparça Türler* veyahut Bir Sanal Sergi

Cüce Tembel Hayvan, species-in-pieces.

Merhabalar,

Yukarıda ki tatlı mı tatlı 'tembel hayvan' görselini, bir süredir bilgisayarımda masaüstü görseli olarak kullanmaktayım. Görselin yaratıcısı Bryan James'in species-in-pieces.com adlı web sitesinden alınmıştır.

Oldukça yaratıcı, keyifli ve bir o kadar hüzünlü bir çalışmadır 'species in pieces'. Sayfanın 'IN PIECES' bölümünde, Byran çalışmayı şöyle açıklıyor; "Bu çalışma, dünyanın en ilginç ve nesli yok olma tehlikesi altında olan 30 türün sergilendiği bir etkileşimli sergidir."

Varlığı şu iki yönüyle çok önemlidir; ilkin, topyekun bir yokoluşun eşindeği gezegende, ekolojik bilgi-duyarlılık-eylem artık tüm insanlık için kaçınılmazdır. İkincil olarak çalışmayı yapan kişinin kendisini geliştirmek istediği bir alanda, pratik amacıyla yaptığı örnek bir çalışma olmasıdır --Ampirik düzlemde, en iyi öğrenme deneyimdir! 

Çalışmanın kendisine tekrar odaklanırsak, 'In Pieces' bölümünde çalışma şu şekilde ifade edilip, açıklanıyor; "Her bir türün kendine ait yaşam mücadelesi vardır, burada hepsi bir araya getirilerek tek bir mücadeleye dönüştürülüyor. Bu çalışma hem genetik çeşitliliğimize dair bir kutlama iken, ayrıca bu çeşitliliği ne kadar kolay kaybedebileceğimizi gözler önüne sermek istiyor. Bu 30 hayvan farklılıklarından ötürü seçildi, böylece hem daha önce tanımadığımız hayvanlarla tanışabilir hemde yaşam mücadeleri hakkında bir şeyler öğrenebiliriz."

Bryan'ın ihtisası biyoloji vb. bilim dalında ziyade dijital tasarımlar üzerinedir. İngiltere menşeili olup, Amsterdam, Hollanda'da yaşıyor ve freelancer olarak işler görmektedir. Bu çalışmayı ise özelinde 'CSS polygons' öğrenmek için çıkarmış. Yani şöyle bir şey;


Çalışma için şöyle bir dileğinden bahsetmiş Bryan; "Bu çalışma, karmaşık ve meşakatli olan bu konu üzerine bilgi ve ilham, ve nice düşünceyi teşvik etmeyi umuyor."

Tekrar hatırlatmış olayım, Sanal sergi www.species-in-pieces.com sayfasında yayındadır :)

Sevgilerle, dayanışmayla!


+ NOT:
Her bir türün görselini, yine türün ekranında indirebilirsiniz.

* 'species in pieces' cümlesine en uygun bulduğum çeviri oldu!

25 Haziran 2017 Pazar

+Not: Buradayız. Gitmiyoruz.

..aynı gökkuşağı parlıyordu çağlayanların köpüğünde, aynı gökkuşağı oynaşıyordu Flaubert'in satırları arasında, Rembrant'ın ışık-gölgesinde: Ruh idi bu.
- Jean Paul Sartre

#Onur ve #Aşk yasaklanamaz: #OnurYürüyüşü #İstanbulPride



6 Nisan 2017 Perşembe

+KiTAP: Kendine Ait Bir Oda veyahut bir tükenmez döngü

"Ama geçici ve kişisel olandan kalıcı bir yapı inşa etmekdikçe duyarlılıktaki yoğunluk ve algılamadaki incelik hiçbir işe yaramaz" 
                                                                     Syf: 104, Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf

Siz aşağıdakı metni okumadan önce, kendime dair altını çizmem gereken bir nokta bulunmaktadır; "kadın hakları-dayanışması" mevzunda sahip olduğum duyarlılık, bir erkek olarak bir çok ilkel/vahşi* düşünceden bertaraf olduğum anlamını içermemektedir! Yontulduğumuz sosyo-kültürel tortunun bünyede, farkında olduğum veya olmadığım bir çok iz bıraktığından eminim.

Bununla birlikte sorunun gerçek ağırlığı ve eril-hegemonyanın yanlışlığına dair ifadenin/başkaldırının bilincini yaşama ve anlamlandırma noktasında en ufak bir tereddütümün olmadığı, ayrıca yanlışı değiştirme cesaretinden noksan olmadığım kendime dair bir gözlem ve yorumumdur.

Bu vesileyle metnin okuması boyunca zihnimi zapt etmiş bir kaç paragrafı aşağıda sizlerle paylaşıyor olacağım fakat bilhassa -herhangi bir cinsiyet farkı olmadan- her bir bireyin kitabin tamamını okumasını önermekteyim.

Virgina Woolf'un 'Kendine Ait Bir Oda' metni salt kadın hakları perspektifinden değil, çok yönlü olarak bahsi geçen dönemin sosyolojik yapısını anlama açısındanda elzem olduğu kanaatindeyim.

Nitekim metnin okuması öncesi belirtmem gereken başka, çok net iki nokta daha mevcuttur;

İlki, metnin kaleme alındığı ve yorumladığı dönemlerin dünya gezegeni ile günümüz post-kapitalist** dünya gezegeni arasında endişe verici düzeyde benzerlikler içerdiğidir.

İkincisi kadın ile ilgili realiteyi en doğru biçemiyle okuyup, anlayabileceğimiz yegane kişiler/referanslar, bizatihi 'sorunu' yaşayan, farkında olan ve anlatısını yaratan kadınlar olacaktır. Benim bu mecra üzerinden yaptığım paylaşımın ise, bu anlatının bağlantısından öteye gidemeyeceği aşikardır!

Dayanışmayla, sevgiyle,
#HAYIR 'la

* İnsanoğlunun  Insan evladinin fiziksel evrimi ile kültürel evrimi arasında yadsınamaz bir bağlantı mevcuttur; her iki süreç deneme, yanılma ve uyarlanma yoluyla gerçekleşmektedir. Nitekim henüz kadın haklarında noksan isek, o vakit henüz birer vahşi-ilkelleriz, vesselâm.

** Şerhim kapitalizmin sona erdiği üzerine değil, yalnızca şekil değiştirdiği üzerinedir.

---------

* Bu gerçeği bulup çıkarmak ve saklama değer bölümü olup olmadığına karar vermek size düşüyor (syf: 7)
* Ne var ki, Mrs. Seton ve benzerleri on beş yaşında iş yaşımına atılmış olsalardı, Mary [bebek] olmamış olurdu. (syf: 25)
* ve bir cinsiyetten olanların güvenliğini ve refahını, öbür cinsiyetten olanlarınsa güvensizliğini ve yoksulluğunu, geleneğin ve gelenek yoksulluğunun bir yazarın aklı üzerindeki etkisini düşündüm. (syf: 28)
* Neden cinsiyetlerden biri öylesine varlıklı, öbürü ise yoksuldu? (syf: 29)
* [kadınları düşünüp, yorumlamak üzerine] Görünüşe bakılırsa, bilge erkeklerin bundan başka işleri yok. (syf: 34)
* Bu gezegene şöyle  bir uğrayıp giden bir konuk bile, dedim kendi kendime, bu gazeteyi eline alıp şu bölük pörçük açıklamalara bir göz atsa İngiltere'nin ataerkil bir düzenle yönetildiğini anlamazlık etmezdi. (syf: 38)
* Yoksa öfke, gücün o bildik refekatçi cinlerinden miydi? Örneğin zenginler çokluk öfkelidir, çünkü fakirlerin kendi servetlerini ele geçirmek istediklerinden kuşkulanırlar. (syf: 39)
* Kadınlar yüzyıllardır, erkek görüntüsünü gerçek boyutlarının iki katında gösterebilen enfes bir güce sahip büyülü birer ayna görevini yerine getirmişlerdi. (syf: 40)
* Düşsel planda kadın son derece önemlidir, gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz.
* Yaşamın ve güzelliğin timsali, mutfakta işkembe doğruyordu. (syf: 50) 
* Bekaret birtakım toplumlarca bilinmeyen nedenlerden icat edilmiş bir fetiş olabilir. (syf: 56)
* Tarih böylesine bir şaşmazlıkla kendini yinelemekte. (syf: 62)
* tarihi yeniden yazma olanağım olsaydı bu değişimi Haçlı Seferlerinden ya da Güller Savaşlarından daha önemle ele alıp etraflıca anlatırdım. Orta sınıf kadını yazmaya başlamıştı. (syf: 73) 
* Yazmak isteyen bir kadın, ortak oturma odasını kullanmak zorundaydı ... orada düzyazı ve roman yazmak, şiir ya da oyun yazmaktan daha kolaydı. ... Bu yüzden orta sınıf kadını yazmaya başlayınca doğal olarak roman yazdı. (syf: 74-75)
* Kadın yazarlar kendi değer ölçütlerini, başkalarına uymak adına değiştirmişlerdi. (syf: 83)
* çünkü dünyanın büyüklüğü ve çeşitliliği göz önüne alındığında, iki cins bile yetersiz kalırken, yalnızca bir tanesi ile nasıl idare ederiz? (syf: 98)
* Hiçbir çağ bizimkisi denli cinsiyet bilincini tiz bir sesle dile getirmemiştir. (syf: 111)
* Katışıksız ve basit bir biçimde kadın ve erkek olmak öldürücüdür; kişi erkeksi-kadın ya da kadınsı-erkek olmalıdır. (syf: 116) 
* Gerçek ancak çeşitli yanlışların bir araya toplanmasıyla elde edilir. (syf: 118) 

4 Mart 2017 Cumartesi

+MüZiK: bir ahmed arif derlemesi



... 
Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün, olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda,
Atıp bir kıyıya iki zamanı
Yarının çocukları, gülleri için,
Koymuş postasını,
Görmüş restini.
He canım
Sen getir üstünü


 Öyle ki Zülfü Livaneli'den Fikret Kızılok'a, Ahmet Kaya'dan Cem Karaca'ya nice sanatçı okumuştu şiirlerini. Neler kaydedilmiş, kimler söylemiş diye bakıverdiğimde bu liste oluşmaya başladı...

Yine de en güzeli kendi sesinden dinlemesi. 41 kayıtlık bir Ahmed Arif derlemesi:

29 Ocak 2017 Pazar

+FiLM: Çünkü sinemasever insanlar, her zaman güvenebileceğin kişilerdir.*

                                                                                                                            *Taxi Tehêran, 01:12:54

Henüz başkanlık safsatası referandumu öncesi denk geldi Jafar Panahi’nin yapımı. Devlet yönetimi zaten kötü olan memleketimde, bu defa toplumsal olarakta tek tipleşmeye hızla koşmakta iken, Panahi'nin, İran'ın yasaklarını naif bir dille anlatan filminden son bir diyalog bilhassa bünyeyi çarptı:


    (Çiçekli kadın, yani avukat arabaya biner ve diyalog ilerler...)

Biliyorsun ki, Cafer, izlendiğimizin farkında olalım diye bazen kasıtlı olarak böyle yapıyorlar. Onların taktikleri belli; önce siyasi bir dava oluşturuyorlar ve Mossad'ın, CIA'nın, MI5'ın bir ajanı hâline geliyorsun. Sonra bir de ahlâksızlık suçu çıkarıyorlar ve hayatını hapishaneye çeviriyorlar. Sonunda serbest bırakıldığında, dışarıdaki dünya daha büyük bir hapishane hâline bürünüyor. En iyi arkadaşlarını en kötü düşmanların yapıyorlar. Demem o ki ya ülkeyi terk edeceksin... ya da tekrar hapishaneye dönmek için dua edeceksin. 


Evet, son atışı acı bir çarpıcıklıkta yapmış ama muhteşem tatlı, sıcak, gülüş bir dolu bir film olmuş...
sevgilerle.


+bkz: Taxi (2015) @ IMDb
        Taksi Tahran @ Wiki